Sosyal Politika Nedir? (1)

18. yüzyılda tarımsal ekonomiden kendini sıyırıp kitlesel üretimi esas alan sanayi eksenli ekonomik bir yapıya dönüştüren Sanayi Devrimi, özellikle 18. yüzyılın ikinci yarısından sonra İngiltere’den tüm dünyaya yayılarak ülkelerin sadece ekonomik yapılarında değil aynı zamanda toplumsal yapılarında da önemli dönüşümlere sebebiyet vermiştir. Bu dönüşümün ilerleyen aşamaları “işçi”yi ortaya çıkarmış, toplumsal alanda ve birey üzerinde ise açlık, yoksulluk, kötü çalışma koşulları ve sömürü olarak kendini gösteren kapitalist ekonomik sistemi beraberinde getirmiştir.

Resim: Buhar Makinesi 
(Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Steam_engine_in_action.gif#filelinks)
(Drawn by Panther using Corel Draw! & Image Ready)

Pek çok yazar tarafından tarihte bir geçiş noktası olarak kabul edilen Sanayi Devrimi, ekonomik bir devrim ve başarı olmanın yanında, klasik liberalizm uygulamasının etkisiyle her türlü müdahaleden uzak düzenlenen toplumsal yapısıyla da bir başarısızlığın ve sefaletin nedeni olmuştur (Özaydın; 2008, 164). Diğer taraftan Fransız İhtilalinin düşünce ortamını değiştirmesi ile siyasal paradigmada yaşanan dönüşüm dünyanın var olan nimetlerinden ve üretim süreçleri ile elde edilen değerlerden eşit ölçüde paylaşılması gerektiği görüşü sınıf bilinci ile birlikte büyük çatışmaların ve mücadelelerin yaşanmasına neden olmuştur. İlerleyen süreçte örgütlenen işçi sınıfının meydana getirdiği sendikaların toplu pazarlık, grev ve toplu sözleşme hakları ile donatılması, çalışma hayatının güçlü bir aktörü olarak ortaya çıkmasına ve hükûmet politikalarını şekillendiren etkin bir unsura dönüşmesini sağlamıştır.

Resim 2: İşçiler
(Kaynak- https://gzmoncl.wordpress.com/)
Sanayi Devriminin ilk dönemlerinden itibaren sistemin daha insani bir nitelik kazanması için bu süreçte bir denge anlayışı olarak modern anlamda sosyal politika ortaya çıkmıştır. Sosyal politikanın bu yaklaşımı, kimi kesimlerce sistemin devamlılığını amaçlayan ve sistem için çalışan bir mekanizma olmakla hümanist eleştirilere uğrarken, büyük bir kesim içinse kapitalizmin vicdanı olarak olumlu değerlendirilmiştir (Özaydın; 2008, 164).
Bugün modern anlamda sosyal politika toplumdaki bütün bireyler için geliştirilen, koruyucu, güçlendirici, sosyal adalet ve eşitliği sağlayıcı hizmetler bütünüdür. J.J.Rousseau “Toplumdaki tabakaların arasında varlık bakımından hiçbir yurttaşın ne başkasını satın alacak kadar zengin ne de kendini satmak zorunda kalacak kadar fakir olması gerekir” diyerek aslında daha 18. yüzyılda sosyal politika fikrinin niteliğine ilişkin çerçeveyi çizmiştir (Aktaran Yolcuoğlu; 2012, 154).

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Politika Nedir? (2)

Hizmet Akdine Tabi Çalışanların Sigortalılığı (Eski SSK, Yeni 4/1-a)

Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışanların Sigortalılığı (Eski Bağ-Kur, Yeni 4/1-b)